Selamı kısaltmayalım
Moderatörler: ucharfbesnokta, Ertugrul
Selamı kısaltmayalım
Selamı Kısaltmayalım
Hüdayi Can
Geçen gün bir dostumdan elektronik mektup aldım. Dostum, mektubuna şöyle başlıyordu: sa. Böyle kısaltılıyordu herhalde güzelim selâmımız... Ben de cevaben yazdığım mektuba şöyle başladım: Aleyküm selâm, ben güzelim selâmımızı kısaltmamayı tercih ediyorum. Daha doğrusu hiçbir şeyi kısaltmıyorum. Sanki selâmı kısaltarak hayatı uzatabilecek miyiz? Sonra o an, düşünmeden yazdığım bu cümlenin aslında önemli bir hakikatin altını çizdiğini fark ettim. önemli bir hakikat dediğim, önemli bir soru aynı zamanda. Selâmı kısaltmak hayatı uzatır mı? Bir de bu sorunun uzantısı diyebileceğimiz sorular var. insan, selâmdan tasarruf edilerek uzatılan bir ömrün uzatmalarını nasıl değerlendirir acaba? Veya selâmı yaymak tavsiye edilmişken, selâmı kısaltarak kazandığımız vakitlerde neyi yayıyoruz?
Bir zamanlar meşhur bir çin hikâyesi okumuştum. Oldukça derin bir mevzu aslında; ama ilk bakışta bir fıkra gibi değerlendirilmesi de mümkün.
Genç çinli, heyecanla yaşlı çinliye anlatıyor:
- Duydun mu yeni bir araba icat etmişler.
-
- Kömürle çalışıyormuş.
-
- Yaylar üzerinde su gibi akıyormuş.
-
- Eskiden üç ayda aldığımız yolu artık üç günde alacağız.
- Eskiden doksan günde gittiğin yere, artık üç günde mi gideceksin yani?
- Evet.
- Peki, kalan seksen yedi günde ne yapacaksın?
Mühim olan doksan günlük yolu üç güne indirebilmek değil demek ki. Bunu yaparken geri kalan seksen yedi günü de kazanç hânesine yazabilmenin yolunu bulmak lâzım. çünkü eşyanın tabiatı gereği bu âlemde boşluğa yer yoktur. Bir şeyi boşaltmayı düşünüyorsan -zaman olsun, mekân olsun fark etmez- nasıl dolduracağını da düşünmelisin. Ve de vakit fevt etmeden hemen doldurmalısın.
Boşluklarımız, biz doldurmasak da, boş kalmaz zîrâ. Su uyur düşman uyumaz. Nefsin ve şeytanın karanlık orduları gözlerini dört açmışlar, bekliyorlar. Bir rivayette, Hz. Âdem Aleyhisselâma can verilmeden iblis gelmiş, ağzından girmiş, içinde dolaşıp burnundan çıkmış, deniyor. Sonra da şöyle demiş: Ben bunun içinde rahatça dolaşırım. çok boşluğu var.
O kadar çok ki boşluğumuz. Zaaflarımız, öfkelerimiz, arzularımız o kadar çok ki... Bize Allahı hatırlatan arkadaşlarımızla doldurmasak o boşluğu, sohbet-i Cânânla doldurmasak, o boşluk kim bilir neyle dolacak.
Bediüzzaman Hazretleri muhatabına uygun selâmlarla başlıyor mektuplarına. Bir mektubunda: Es-Selamü aleyküm ve rahmetullahi ve berakâtühü bi adedi dekaiki eyyâmil-firâk diyor. Ayrılık günlerinin dakikaları adedince Allahın selâmı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.
Selâmı yaymakken vazifemiz, selâm ülkesi olan Cennete ulaşmakken arzumuz, orada ne boş bir söz, ne de günaha sokan bir lâf işitilmeyeceği, işitilen sözün hep Selâm! Selâm! muhtevalı olacağı bildirilmişken bir de, ne olur biz de yayabildiğimiz kadar yaysak selâmı, selâmlaşmalarımızı uzatabildiğimiz kadar uzatsak
Yerine daha güzel, daha hayırlı bir şey ikame edemeyeceksek, selâmı kısaltmanın bir mânâsı var mı ki?
*
Yaşadığınız günlerinin dakikaları adedince Allahın selâmı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.
sızıntı dergisi
damlalar
Hüdayi Can
Geçen gün bir dostumdan elektronik mektup aldım. Dostum, mektubuna şöyle başlıyordu: sa. Böyle kısaltılıyordu herhalde güzelim selâmımız... Ben de cevaben yazdığım mektuba şöyle başladım: Aleyküm selâm, ben güzelim selâmımızı kısaltmamayı tercih ediyorum. Daha doğrusu hiçbir şeyi kısaltmıyorum. Sanki selâmı kısaltarak hayatı uzatabilecek miyiz? Sonra o an, düşünmeden yazdığım bu cümlenin aslında önemli bir hakikatin altını çizdiğini fark ettim. önemli bir hakikat dediğim, önemli bir soru aynı zamanda. Selâmı kısaltmak hayatı uzatır mı? Bir de bu sorunun uzantısı diyebileceğimiz sorular var. insan, selâmdan tasarruf edilerek uzatılan bir ömrün uzatmalarını nasıl değerlendirir acaba? Veya selâmı yaymak tavsiye edilmişken, selâmı kısaltarak kazandığımız vakitlerde neyi yayıyoruz?
Bir zamanlar meşhur bir çin hikâyesi okumuştum. Oldukça derin bir mevzu aslında; ama ilk bakışta bir fıkra gibi değerlendirilmesi de mümkün.
Genç çinli, heyecanla yaşlı çinliye anlatıyor:
- Duydun mu yeni bir araba icat etmişler.
-
- Kömürle çalışıyormuş.
-
- Yaylar üzerinde su gibi akıyormuş.
-
- Eskiden üç ayda aldığımız yolu artık üç günde alacağız.
- Eskiden doksan günde gittiğin yere, artık üç günde mi gideceksin yani?
- Evet.
- Peki, kalan seksen yedi günde ne yapacaksın?
Mühim olan doksan günlük yolu üç güne indirebilmek değil demek ki. Bunu yaparken geri kalan seksen yedi günü de kazanç hânesine yazabilmenin yolunu bulmak lâzım. çünkü eşyanın tabiatı gereği bu âlemde boşluğa yer yoktur. Bir şeyi boşaltmayı düşünüyorsan -zaman olsun, mekân olsun fark etmez- nasıl dolduracağını da düşünmelisin. Ve de vakit fevt etmeden hemen doldurmalısın.
Boşluklarımız, biz doldurmasak da, boş kalmaz zîrâ. Su uyur düşman uyumaz. Nefsin ve şeytanın karanlık orduları gözlerini dört açmışlar, bekliyorlar. Bir rivayette, Hz. Âdem Aleyhisselâma can verilmeden iblis gelmiş, ağzından girmiş, içinde dolaşıp burnundan çıkmış, deniyor. Sonra da şöyle demiş: Ben bunun içinde rahatça dolaşırım. çok boşluğu var.
O kadar çok ki boşluğumuz. Zaaflarımız, öfkelerimiz, arzularımız o kadar çok ki... Bize Allahı hatırlatan arkadaşlarımızla doldurmasak o boşluğu, sohbet-i Cânânla doldurmasak, o boşluk kim bilir neyle dolacak.
Bediüzzaman Hazretleri muhatabına uygun selâmlarla başlıyor mektuplarına. Bir mektubunda: Es-Selamü aleyküm ve rahmetullahi ve berakâtühü bi adedi dekaiki eyyâmil-firâk diyor. Ayrılık günlerinin dakikaları adedince Allahın selâmı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.
Selâmı yaymakken vazifemiz, selâm ülkesi olan Cennete ulaşmakken arzumuz, orada ne boş bir söz, ne de günaha sokan bir lâf işitilmeyeceği, işitilen sözün hep Selâm! Selâm! muhtevalı olacağı bildirilmişken bir de, ne olur biz de yayabildiğimiz kadar yaysak selâmı, selâmlaşmalarımızı uzatabildiğimiz kadar uzatsak
Yerine daha güzel, daha hayırlı bir şey ikame edemeyeceksek, selâmı kısaltmanın bir mânâsı var mı ki?
*
Yaşadığınız günlerinin dakikaları adedince Allahın selâmı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.
sızıntı dergisi
damlalar
Re: Selamı kısaltmayalım
EVET MSNDE ÖLE YAZAN ARKADAŞLARA İKAZIMDIR SLM VE S.A NE BU YA HERŞEYİ YAZIYORSUNDA ALLAHIN SELAMINI YAZMAKTAN ACİZMİSİN. DEĞİLMİ AMA??
Re: Selamı kısaltmayalım
TAM DESTEK VERİYORUM ABLA.
-
- İslamiYasam Genel Sorumlusu
- Mesajlar: 1966
- Kayıt: 11 Eki 2006, 23:00
- Konum: İstanbul
- İletişim:
Re: Selamı kısaltmayalım
Güzel bir paylaşım olmuş. Dikkat ettiğim bir husus inşallah diger kardeşlerimizde dikkat ederler bu noktaya .
Günümüzdeki önemli bir konuyu ele aldığından konuyu önemli bir konu konumuna getirip forumda sabitliyorum..
Günümüzdeki önemli bir konuyu ele aldığından konuyu önemli bir konu konumuna getirip forumda sabitliyorum..
Helalin fazlası hesap, haramın fazlası azaptır.
İletişim: destek@islamiyasam.com
İletişim: destek@islamiyasam.com
Re: Selamı kısaltmayalım
okuduğunuz için ben teşekkür etttim..
- islam_habercisi
- Özel Üye
- Mesajlar: 420
- Kayıt: 07 Ara 2007, 00:00
- Konum: konya meram
- İletişim:
Re:
bencede ama müslümanlar hep yapıyor bende katılıyorum buna paylaşımın için allah razı olsun
Re:
Çok anlamlı bir yazı olmuş kesinlikle! Aslında boş vaktimiz hiç yok ama ne kadar dolu ve faydalı şeylerle uğraşıyoruz (?) tartışılır...
"Yaşadığınız günlerinin dakikaları adedince Allahın selâmı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun."
"Yaşadığınız günlerinin dakikaları adedince Allahın selâmı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun."
Bizim yolumuz, incinmemek ve incitmemek yoludur!..
Re:
ALLAH RAZI OLSUN ESSALAMÜALEYKÜMVERAHMETİLLAHİ VEBEREKATÜ KARDEŞİM
BENDE SENİNLE AYNI FİKİRDEYİM ETRAFIMIZDAKİLERİ DÜZELTSEK 4000 KİŞİ 4 MİLYON EDER HATTA 40 VE 400 MİLYON VS..DUYARSIZ KALMAYALIM İNŞALLAH.
BENDE SENİNLE AYNI FİKİRDEYİM ETRAFIMIZDAKİLERİ DÜZELTSEK 4000 KİŞİ 4 MİLYON EDER HATTA 40 VE 400 MİLYON VS..DUYARSIZ KALMAYALIM İNŞALLAH.
AÇAR SOLAR TÜRLÜ ÇİÇEK KİMLER GÜLMÜŞ,KİM GÜLECEK MURAT YALAN,ÖLÜM GERÇEK,DOSTLAR BENİ HATIRLASIN..