Mealden tefsirden din öğrenilmez!
Moderatörler: ucharfbesnokta, Ertugrul
Mealden tefsirden din öğrenilmez!
Tefsir, kelam-ı ilahiden murad-ı ilahiyi anlamak demektir.
Tefsir için gereken 15 ana ilimden birisi (Kalb ilmi)dir. Allahü teâlânın rasih ilimli âlimlere vasıtasız olarak ihsan ettiği bu kalb ilmine Mevhibe de denir. Bir kimse diğer 14 ilmi bilse, mevhibeye sahip olmazsa tefsiri muteber olmaz. Yaptığı tefsir kendi görüşü olduğundan Cehennemde azaba düçar olur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Kur'andan kendi aklı ile, kendi düşüncesi ve bilgisi ile mana çıkaran kâfirdir!) [Mek. Rabbani]
Yani kendiliğinden verdiği mana doğru olsa bile meşru yoldan çıkarmadığı için hata olur. Verdiği mana yanlış ise imanı gider.
Kur'an-ı kerim, hiçbir dile, hatta Arapçaya bile tercüme edilemez. Her hangi bir şiirin kendi diline bile tam olarak tercümesine imkan yoktur. Hadis-i şeriflerde de durum aynıdır. Hadis kitaplarından hadis nakletmek için hadis âlimlerinden icazet almak gerekir. (Berika c.1)
Hadis-i şerifleri ve âyet-i kerimeleri, hadis kitaplarından ve Kur'an-ı kerimden değil, hakiki İslam âlimlerinin kitaplarından nakletmelidir. Mesela, (İhya’daki hadis-i şerifte) veya (Mektubat’taki âyet-i kerimede buyuruluyor ki...) diyerek nakletmek gerekir.
Peygamber efendimiz bir gün, bir âyetin manasını Hz. Ebu Bekir’e anlatırken, orada bulunan Hz. Ömer, yapılan izahtan hiçbir şey anlamamıştır. Halbuki hadis-i şerifte (Eğer benden sonra Peygamber gelseydi, Ömer Peygamber olurdu) buyuruldu. Böyle yüksek olduğu ve arabiyi çok iyi bildiği halde, Hz. Ömer Kur'an-ı kerimi değil, tefsirini bile anlayamadı. Kur'an-ı kerimin manasını yalnız Muhammed aleyhisselam anlamış ve hadis-i şerifleri ile bildirmiştir. Hadis-i şerifler Kur'an-ı kerimi, mezhep imamları hadis-i şerifleri, İslam âlimleri de mezhep imamlarının sözlerini açıklamışlardır. Kur'an-ı kerimde, namazların kaç rekat olduğu, bayram ve cenaze namazlarının nasıl kılınacağı, zekat nisabı, orucun ve haccın farzları ile hukuk bilgileri açıkça bildirilmemiştir.
Fıkıh bilgilerini, İslam âlimleri, âyet-i kerimelerden ve hadis-i şeriflerden çıkarmışlardır. Bu bilgiler ancak fıkıh kitaplarından öğrenilir. Fıkıh kitapları varken, din bilgilerini tefsirlerden öğrenmeye kalkışmak nafile ibadet olur. Farz-ı ayn olan fıkıh kitaplarını okumayı bırakıp, nafile olan tefsir okumak caiz değildir. Zaten müctehid olmayanların, tefsirden fıkıh bilgisi öğrenmesi imkansızdır. Cehenneme gidecekleri bildirilen yetmişiki fırkanın âlimleri, tefsirlerden yanlış mana çıkardıkları için sapıtmışlardır. Âlimler sapıtınca, âlim olmayanların tefsir, okuması felaket olur. (Hadika)
Türkiye’de Kur'an tercümesi modası, Misak adında bir Ermeni tarafından başlatılmıştır. Gençlerin önüne Kur'an tercümelerini sürerek, "Öz Türkçe Kur'an okuyunuz, yabancı dil olan Arapça Kur'anı okumayınız!" demesi bu millete ihanetten başka bir şey değildir.
Kur’an-ı kerim Tercümeleri Sempozyumu’nda 1500’den fazla Kur'an-ı kerim tercümesi incelenmiş birbirini tutmayan hükümler görülmüştür. Bunun hakiki sebebi, naklin esas alınmayışıdır. Kur'an-ı kerimin hakiki manasını öğrenmek isteyen bir kimse, din âlimlerinin kelam, fıkıh ve ahlak kitaplarını okumalıdır.
Tefsir için gereken 15 ana ilimden birisi (Kalb ilmi)dir. Allahü teâlânın rasih ilimli âlimlere vasıtasız olarak ihsan ettiği bu kalb ilmine Mevhibe de denir. Bir kimse diğer 14 ilmi bilse, mevhibeye sahip olmazsa tefsiri muteber olmaz. Yaptığı tefsir kendi görüşü olduğundan Cehennemde azaba düçar olur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Kur'andan kendi aklı ile, kendi düşüncesi ve bilgisi ile mana çıkaran kâfirdir!) [Mek. Rabbani]
Yani kendiliğinden verdiği mana doğru olsa bile meşru yoldan çıkarmadığı için hata olur. Verdiği mana yanlış ise imanı gider.
Kur'an-ı kerim, hiçbir dile, hatta Arapçaya bile tercüme edilemez. Her hangi bir şiirin kendi diline bile tam olarak tercümesine imkan yoktur. Hadis-i şeriflerde de durum aynıdır. Hadis kitaplarından hadis nakletmek için hadis âlimlerinden icazet almak gerekir. (Berika c.1)
Hadis-i şerifleri ve âyet-i kerimeleri, hadis kitaplarından ve Kur'an-ı kerimden değil, hakiki İslam âlimlerinin kitaplarından nakletmelidir. Mesela, (İhya’daki hadis-i şerifte) veya (Mektubat’taki âyet-i kerimede buyuruluyor ki...) diyerek nakletmek gerekir.
Peygamber efendimiz bir gün, bir âyetin manasını Hz. Ebu Bekir’e anlatırken, orada bulunan Hz. Ömer, yapılan izahtan hiçbir şey anlamamıştır. Halbuki hadis-i şerifte (Eğer benden sonra Peygamber gelseydi, Ömer Peygamber olurdu) buyuruldu. Böyle yüksek olduğu ve arabiyi çok iyi bildiği halde, Hz. Ömer Kur'an-ı kerimi değil, tefsirini bile anlayamadı. Kur'an-ı kerimin manasını yalnız Muhammed aleyhisselam anlamış ve hadis-i şerifleri ile bildirmiştir. Hadis-i şerifler Kur'an-ı kerimi, mezhep imamları hadis-i şerifleri, İslam âlimleri de mezhep imamlarının sözlerini açıklamışlardır. Kur'an-ı kerimde, namazların kaç rekat olduğu, bayram ve cenaze namazlarının nasıl kılınacağı, zekat nisabı, orucun ve haccın farzları ile hukuk bilgileri açıkça bildirilmemiştir.
Fıkıh bilgilerini, İslam âlimleri, âyet-i kerimelerden ve hadis-i şeriflerden çıkarmışlardır. Bu bilgiler ancak fıkıh kitaplarından öğrenilir. Fıkıh kitapları varken, din bilgilerini tefsirlerden öğrenmeye kalkışmak nafile ibadet olur. Farz-ı ayn olan fıkıh kitaplarını okumayı bırakıp, nafile olan tefsir okumak caiz değildir. Zaten müctehid olmayanların, tefsirden fıkıh bilgisi öğrenmesi imkansızdır. Cehenneme gidecekleri bildirilen yetmişiki fırkanın âlimleri, tefsirlerden yanlış mana çıkardıkları için sapıtmışlardır. Âlimler sapıtınca, âlim olmayanların tefsir, okuması felaket olur. (Hadika)
Türkiye’de Kur'an tercümesi modası, Misak adında bir Ermeni tarafından başlatılmıştır. Gençlerin önüne Kur'an tercümelerini sürerek, "Öz Türkçe Kur'an okuyunuz, yabancı dil olan Arapça Kur'anı okumayınız!" demesi bu millete ihanetten başka bir şey değildir.
Kur’an-ı kerim Tercümeleri Sempozyumu’nda 1500’den fazla Kur'an-ı kerim tercümesi incelenmiş birbirini tutmayan hükümler görülmüştür. Bunun hakiki sebebi, naklin esas alınmayışıdır. Kur'an-ı kerimin hakiki manasını öğrenmek isteyen bir kimse, din âlimlerinin kelam, fıkıh ve ahlak kitaplarını okumalıdır.
Re: Mealden tefsirden din öğrenilmez!
Türkiyede Kur'an tercümesi modası, Misak adında bir Ermeni tarafından başlatılmıştır. Gençlerin önüne Kur'an tercümelerini sürerek, "Öz Türkçe Kur'an okuyunuz, yabancı dil olan Arapça Kur'anı okumayınız!" demesi bu millete ihanetten başka bir şey değildir.
Türkiyedeki 50li yıllardan itibaren ermenilerin arabca ilimlerin matbuatını yaptığını duymuştum ama ilk tefsirin onlardan çıkmasıda çok ilginç! Zaten itibar edilecek tefsirde çok az bence.
Türkiyedeki 50li yıllardan itibaren ermenilerin arabca ilimlerin matbuatını yaptığını duymuştum ama ilk tefsirin onlardan çıkmasıda çok ilginç! Zaten itibar edilecek tefsirde çok az bence.
Tende kudret nerden olsun nimet-i cân şükrüne,Bin dilim olsa yetişmez bir dilim nân şükrüne..ertugrul@islamiyasam.com
-
- İslamiYasam Genel Sorumlusu
- Mesajlar: 1966
- Kayıt: 11 Eki 2006, 23:00
- Konum: İstanbul
- İletişim:
Re: Mealden tefsirden din öğrenilmez!
Çok değerli bir konuya değinmişsiniz teşekkür ederim.
Türkiyede belli bir dönemden sonra malesef bu yanlışa düşüldü. Ezanlar dahi türkçe okunmuş bir dönem. Dini bilgilere ehil olmayan insanların dini yönden fetvalar vermesi sonucu malesef bu tip yanlış durumlar ortaya çıkabiliyor.
Fakat şunu unutmamak lazım. Bir sınavdaki gibi bu soru yanlış sıfır puan aldın ile bitmiyor bu yanlış. Bu yanlış dünya ve ahiretimizi mahveden bir yanlış olabilir....
İhmal etmeyelim inşallah
Türkiyede belli bir dönemden sonra malesef bu yanlışa düşüldü. Ezanlar dahi türkçe okunmuş bir dönem. Dini bilgilere ehil olmayan insanların dini yönden fetvalar vermesi sonucu malesef bu tip yanlış durumlar ortaya çıkabiliyor.
Fakat şunu unutmamak lazım. Bir sınavdaki gibi bu soru yanlış sıfır puan aldın ile bitmiyor bu yanlış. Bu yanlış dünya ve ahiretimizi mahveden bir yanlış olabilir....
İhmal etmeyelim inşallah
Helalin fazlası hesap, haramın fazlası azaptır.
İletişim: destek@islamiyasam.com
İletişim: destek@islamiyasam.com
Re: Mealden tefsirden din öğrenilmez!
---------------------
En son ism@ tarafından 07 Tem 2011, 00:21 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
Re: Mealden tefsirden din öğrenilmez!
Mealden tefsirden din öğrenilmez kesinlikle katılıyorum buna imzamı atabilirim Kuranın aslı Arapçadır ve Ruhuna özüne erebilmek için Kuran Arapçasını bilmek ilim akıl ve vicdan çerçevelerinde yorumlamak gerekir
وَقَالَ الرَّسُولُ يَا رَبِّ إِنَّ قَوْمِي اتَّخَذُوا هَذَا الْقُرْآنَ مَهْجُورًا
"Resul dedi; Ey rabbim! Gerçekten benim halkım şu Kuran'ı Muhacir/Terkedilmiş yanından ayrılınmış bir şey haline getirdiler" (Kurandan başka kitaplara başka kaynaklara hicret/göç ettiler)
FURKAN SURESİ 30.AYET
Bu nasıl bir sözdür Allahınızı severseniz aklınız alıyor mu bunu, elinizi vicdanınıza koyun da bir düşünün yahu BEN MÜSLÜMANIM, güdülecek koyun değilim bu Kuran bende olduktan ben onu okuyup uyguladıktan sonrada kimse beni yönlendiremez, mal yerine koyamaz Allahın izniyle bu nedir arkadaş yaa yok elleme sen anlayamazsın yok abdestsiz varma çarpar Müslüman Kurana dokunmaya korkar oldu bugün EY MÜSLÜMANLIK UYAN! Kurana sanki yabancı içinde şeytan cin var öcü gibi gösterdiler bize yıllarca bu yahudi misyoner oyunu ile bizi Kurandan vahiyden kesip kopardılar hemde din uğruna yaptırdılar bunu siz hiç mi akletmiyorsunuz Yalvarıyorum kardeşlerim gelin Kuran biz Müslümanları bir araya toplayacak İslam Müslüman birliğini sağlayacak en kudretli en yüce kuvvet en yüce kitaptır Kuran bizleri hidayeti gösterecek dinimizi öğretecek ve şu andan itibaren hem dünyada hemde ölümden sonrasında sonsuz Mutluluğa kavuşturacak rehberdir korkmayalım bu kadar bu oyuna gelmeyelim MASUMANE DUYGULARLA BİLGİLİ AKILLI VE VİCDANLI BİR ŞEKİLDE BENİM DİNİN ÖĞRENMEYE ÇALIŞAN ALLAHLA KONUŞMAK İSTEYEN KURAN OKUYAN MÜSLÜMANIMA KAFİR DENİLİYOR Hem müslümanım diyeceksin hemde Kuranı okuyup anlayıp uygulamayacaksın -OKU-ÖZÜNÜ ANLA VE -UYGULA Bunlardan bir tanesi bile eksik olursa ben kendime neyin nasıl müslümanı derim Allahınızı severseniz cevap verin ben Kuran okumadan Allah ile konuşmadan Hayal müslümanlığı içi boş adı var kendi yok bir müslümanlıktan başka neyi yaşamış olurum bu kendini kandırmacadan başka hiçbir şey değildir bu nasıl akıldır bu nasıl vicdandır bu nasıl sapkınlıktır, Bu ne utanmazlık bu ne oyundurgulyaprak yazdı:(Kur'andan kendi aklı ile, kendi düşüncesi ve bilgisi ile mana çıkaran kâfirdir!) [Mek. Rabbani]
وَقَالَ الرَّسُولُ يَا رَبِّ إِنَّ قَوْمِي اتَّخَذُوا هَذَا الْقُرْآنَ مَهْجُورًا
"Resul dedi; Ey rabbim! Gerçekten benim halkım şu Kuran'ı Muhacir/Terkedilmiş yanından ayrılınmış bir şey haline getirdiler" (Kurandan başka kitaplara başka kaynaklara hicret/göç ettiler)
FURKAN SURESİ 30.AYET
-
- İslamiYasam Genel Sorumlusu
- Mesajlar: 1966
- Kayıt: 11 Eki 2006, 23:00
- Konum: İstanbul
- İletişim:
Re: Mealden tefsirden din öğrenilmez!
Değerli kardeşim öncelikle aramıza hoş geldiniz.ism@ yazdı:Mealden tefsirden din öğrenilmez kesinlikle katılıyorum buna imzamı atabilirim Kuranın aslı Arapçadır ve Ruhuna özüne erebilmek için Kuran Arapçasını bilmek ilim akıl ve vicdan çerçevelerinde yorumlamak gerekir
Bu nasıl bir sözdür Allahınızı severseniz aklınız alıyor mu bunu, elinizi vicdanınıza koyun da bir düşünün yahu BEN MÜSLÜMANIM, güdülecek koyun değilim bu Kuran bende olduktan ben onu okuyup uyguladıktan sonrada kimse beni yönlendiremez, mal yerine koyamaz Allahın izniyle bu nedir arkadaş yaa yok elleme sen anlayamazsın yok abdestsiz varma çarpar Müslüman Kurana dokunmaya korkar oldu bugün EY MÜSLÜMANLIK UYAN! Kurana sanki yabancı içinde şeytan cin var öcü gibi gösterdiler bize yıllarca bu yahudi misyoner oyunu ile bizi Kurandan vahiyden kesip kopardılar hemde din uğruna yaptırdılar bunu siz hiç mi akletmiyorsunuz Yalvarıyorum kardeşlerim gelin Kuran biz Müslümanları bir araya toplayacak İslam Müslüman birliğini sağlayacak en kudretli en yüce kuvvet en yüce kitaptır Kuran bizleri hidayeti gösterecek dinimizi öğretecek ve şu andan itibaren hem dünyada hemde ölümden sonrasında sonsuz Mutluluğa kavuşturacak rehberdir korkmayalım bu kadar bu oyuna gelmeyelim MASUMANE DUYGULARLA BİLGİLİ AKILLI VE VİCDANLI BİR ŞEKİLDE BENİM DİNİN ÖĞRENMEYE ÇALIŞAN ALLAHLA KONUŞMAK İSTEYEN KURAN OKUYAN MÜSLÜMANIMA KAFİR DENİLİYOR Hem müslümanım diyeceksin hemde Kuranı okuyup anlayıp uygulamayacaksın -OKU-ÖZÜNÜ ANLA VE -UYGULA Bunlardan bir tanesi bile eksik olursa ben kendime neyin nasıl müslümanı derim Allahınızı severseniz cevap verin ben Kuran okumadan Allah ile konuşmadan Hayal müslümanlığı içi boş adı var kendi yok bir müslümanlıktan başka neyi yaşamış olurum bu kendini kandırmacadan başka hiçbir şey değildir bu nasıl akıldır bu nasıl vicdandır bu nasıl sapkınlıktır, Bu ne utanmazlık bu ne oyundurgulyaprak yazdı:(Kur'andan kendi aklı ile, kendi düşüncesi ve bilgisi ile mana çıkaran kâfirdir!) [Mek. Rabbani]
وَقَالَ الرَّسُولُ يَا رَبِّ إِنَّ قَوْمِي اتَّخَذُوا هَذَا الْقُرْآنَ مَهْجُورًا
"Resul dedi; Ey rabbim! Gerçekten benim halkım şu Kuran'ı Muhacir/Terkedilmiş yanından ayrılınmış bir şey haline getirdiler" (Kurandan başka kitaplara başka kaynaklara hicret/göç ettiler)
FURKAN SURESİ 30.AYET
Bu mesajdan önceki yazı ve yorumlarınızı gördüğümde sitemizde sizi görmek beni memnun etti ve güzel şeyler düşündürdü. Bu mesajınızı okuduğumda ise biraz şaşırdım dersem yeridir. Bu mesajınızda biraz fevri davrandığınızı ve anlatılmak isteneni yanlış anlayıp (yorumlayarak) paylaşımı yapan değerli üyemize de üslubunuzla saygısızlık etmişsiniz.
Özellikle " MASUMANE DUYGULARLA BİLGİLİ AKILLI VE VİCDANLI BİR ŞEKİLDE BENİM DİNİN ÖĞRENMEYE ÇALIŞAN ALLAHLA KONUŞMAK İSTEYEN KURAN OKUYAN MÜSLÜMANIMA KAFİR DENİLİYOR" bu bölüm ve makalede paylaşılan ve sizin işaretlediğiniz bölüm arasında hiç bir anlam ilişkisi bulamadım. Konu derin bir mevzuudur. Ve alimlerin bu konuda ki görüşlerini aşağıda paylaşıyorum.
Ayetlerin tefsirlerini, hadislerin şerhlerini ve müçtehitlerin açıklamalarını hiç dikkate almadan, hevâ ve hevesine, hatta kişinin kendi arzusuna göre Kur'an’ı tefsir etmeyi ve hadisleri şerh etmeyi yasaklayan rivayetler vardır:
“Kim bilgisi olmadığı halde Kur’an’la ilgili söz söylerse / Kur’an’ı tefsir ederse, ateşteki / cehennemdeki yerine hazırlansın.” (Tirmizî, bu hadisin hasen ve sahih olduğunu belirtmiştir- Tirmizî, tefsir, 1).
“Kim bilerek bana yalandan bir söz isnat ederse, cehennemdeki yerine hazırlansın. Kim de bilgisi olmadığı halde kendi görüşüne / fikrine dayanarak Kur’an’la ilgili söz söylerse / Kur’an’ı tefsir ederse, ateşteki / cehennemdeki yerine hazırlansın.” (a.g.e., Bu hadis hasendir)
“Kim de (bilgisi olmadığı halde) kendi görüşüne / fikrine dayanarak Kur’an’la ilgili söz söylerse / Kur’an’ı tefsir ederse, o konuda isabet etse bile hata etmiş olur.” (Ebu Davud, İlim, 5; Tirmizî, -bu hadisin garip olduğunu söyleyerek zayıflığına işaret etmiştir- a.g.e).
Bununla beraber, Beyhakî’nin ifade ettiği gibi -şayet bu hadis sahih olursa- manası şudur: Konuyla ilgili ilmî bir delili olmadığı, alimlerin o konudaki yorumlarından habersiz olduğu halde, sırf aklında olanlara dayanarak Kur’an’ı tefsir eden kimse isabet etmiş olsa bile hata etmiş olur, yani tefsir metodunda hata etmiş olur. Yoksa, Maverdi’nin de belirttiği gibi, bilgisi olan kimselerin Kur’an’dan farklı manalar çıkarmalarının yanlış bir tarafı yoktur. (bk. Avnu’l-Mabud, ilgili hadisin şerhi)
Özellikle bu gibi hadislerin şiddetli ifadeleri, nasih-mensuh, sebeb-i nüzul gibi naklî ilimlere ihtiyaç duyan konularda, bilgisi olmadığı halde Kur’an’dan hüküm çıkarmaya çalışanlara yönelik bir uyarıdır. Yoksa Arapça dil kurallarına vakıf olan kimselerin -nakle ihtiyaç duymayan konularda- kendi ilmî delillere dayalı bilgisine göre tefsir etmesinde hiçbir sakınca yoktur. (bk. Tuhafetu’l-ahvezî, ilgili hadislerin şerhi)
Hafız Süyûtî'nin açıklamasına göre, hadis-i şerifteki bu tehdit, herhangi bir delile dayanmadan, sırf kendi aklına dayanarak Kur'an-ı Kerim'i tefsir eden kimseler hakkındadır. Kur'an-ı Kerim'i sırf kendi aklına dayanarak tefsir eden kimsenin, isabet etmesi halinde bile hata etmiş sayılmasının sebebi, onun isabet etmek için gerekli hazırlığı yapmamış olması ve bu iş için şuurlu hareket etmemiş olmasıdır. (Aliyyü'l-Kârî, Mirkât, I, 239)
Fakat Kur'an-ı Kerim'in manasını ortaya çıkarmak gayesiyle, şuurlu bir şekilde gerekli hazırlığı yaptıktan sonra âyetlerin tefsirine girenler ise bunun tersinedir. Bunlar hata bile etmiş olsalar ecir alırlar. Çünkü bunlar hadlerini aşmamışlardır. Nitekim Peygamber Efendimiz (asm), “Bir hâkim, verdiği hükümle ilgili yaptığı içtihadında isabet etse iki sevap, hata etse bir sevap kazanır.” (bk. Buharî, İtisam 21; Müslim, Akdıye 6) buyurmuştur.
Helalin fazlası hesap, haramın fazlası azaptır.
İletişim: destek@islamiyasam.com
İletişim: destek@islamiyasam.com
Re: Mealden tefsirden din öğrenilmez!
Benim sözüm asla kardeşimize değil Mek. Rabbani den aldığı o cümleye zaten alıntı yaptım ve o kelimede sizin bahsettiğiniz gibi bir anlam bulmak imkansızdır Bilgisi ile yorumlamaya kalkarsa diye kendisi belirtiyor diğer Alimlerin kitaplarında yazan açıklamalara göre konuşmadım ben orada verilen söze ve bu söze inanan kişileri uyarmak amacıyla yazdım
(Kur'andan kendi aklı ile, kendi düşüncesi ve bilgisi ile mana çıkaran kâfirdir!) [Mek. Rabbani]
Bu sözün ne önünü ne arkasaını ben bilmiyorum haklısınız ancak bu cümlenin yalnız alınmasıda bir problem oldu benim için açıklamasız direk bu cümle gerçekten tüyler ürpertici ve aynen anladığımı anlamaya müsait bir cümle
(Kur'andan kendi aklı ile, kendi düşüncesi ve bilgisi ile mana çıkaran kâfirdir!) [Mek. Rabbani]
Bu sözün ne önünü ne arkasaını ben bilmiyorum haklısınız ancak bu cümlenin yalnız alınmasıda bir problem oldu benim için açıklamasız direk bu cümle gerçekten tüyler ürpertici ve aynen anladığımı anlamaya müsait bir cümle
Re: Mealden tefsirden din öğrenilmez!
Bir insan yanlış bir hüküm verirse bundan kesinlikle sorumlu tutulacaktır ve toplum iflah olmaz belkide o hüküm toplumun helakına götürebilir Allah korusun ama Allah bu düşünceyle korumayacağını söylüyor ve gösteriyor bize ben inanmıyorum bu düşünceye anlatılmak istenen özü farklı yorumlansa bile bu hadiste kullanılan cümleler çok yanlış.Med_Cezir yazdı: Bunlar hata bile etmiş olsalar ecir alırlar. Çünkü bunlar hadlerini aşmamışlardır. Nitekim Peygamber Efendimiz (asm), “Bir hâkim, verdiği hükümle ilgili yaptığı içtihadında isabet etse iki sevap, hata etse bir sevap kazanır.” (bk. Buharî, İtisam 21; Müslim, Akdıye 6) buyurmuştur
-
- İslamiYasam Genel Sorumlusu
- Mesajlar: 1966
- Kayıt: 11 Eki 2006, 23:00
- Konum: İstanbul
- İletişim:
Re: Mealden tefsirden din öğrenilmez!
Değerli kardeşim,ism@ yazdı:Bir insan yanlış bir hüküm verirse bundan kesinlikle sorumlu tutulacaktır ve toplum iflah olmaz belkide o hüküm toplumun helakına götürebilir Allah korusun ama Allah bu düşünceyle korumayacağını söylüyor ve gösteriyor bize ben inanmıyorum bu düşünceye anlatılmak istenen özü farklı yorumlansa bile bu hadiste kullanılan cümleler çok yanlış.Med_Cezir yazdı: Bunlar hata bile etmiş olsalar ecir alırlar. Çünkü bunlar hadlerini aşmamışlardır. Nitekim Peygamber Efendimiz (asm), “Bir hâkim, verdiği hükümle ilgili yaptığı içtihadında isabet etse iki sevap, hata etse bir sevap kazanır.” (bk. Buharî, İtisam 21; Müslim, Akdıye 6) buyurmuştur
Bildiğin üzere Buhari ve Müslim büyük hadis alimlerinden dir Allah onlardan razı olsun inşallah. Kaynak edindiğim yere biraz güvendiğimden kendi kaynaklarımdan hadisin kelimelerini teyid etmedim. Fakat belirttiğin gibi bazı yazıların içinden bir kesiminin tercüme ile sunulması bazen farklı yorumların ortaya çıkmasına sebep olabilmektedir. Bu hadiste de aynı durumun olduğunu düşünüyorum. Örneğin bu hadisi ve ilgili konuyu bir sohbette kıymetli hocalarımızdan izahlı bir biçimde dinlesek, bir çok yanlış yorumun önüne geçilmiş olacaktır eminim.
Bu durumda karşılaştığımızda, ilgili kaynağı araştırıp, yanlış anlaşılmasını ortadan kaldıracak bilgi ve kaynakları paylaşmanın en doğru yol olduğunu düşünüyorum.
Saygılar
Helalin fazlası hesap, haramın fazlası azaptır.
İletişim: destek@islamiyasam.com
İletişim: destek@islamiyasam.com