KALPTEKİ SEVGİYİ İFADE ETMENİN YOLLARI

Diger Forum Konularımız

Moderatörler: ucharfbesnokta, Ertugrul

Cevapla
Kullanıcı avatarı
gokcen555
Tecrübeli Üye
Tecrübeli Üye
Mesajlar: 68
Kayıt: 27 Haz 2009, 23:00

KALPTEKİ SEVGİYİ İFADE ETMENİN YOLLARI

Mesaj gönderen gokcen555 »

Sevgiyi İfadede Değişik Yol ve Vesileler
''Dille beyanın dışında, elbette ki sevgiyi ifade etmenin yolları vardır. Mesela sevdiği kişinin arkasından dua etmek bu yolların en güzel ve en doğru vasıtalarından biridir. Fahr-ı Kainat Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem): “En süratle kabule karin olan dua, gaibin gaibe duasıdır.” (Tirmizî, Birr 50) buyuruyor. Bir insanın, sevdiği bir arkadaşına, onun hiç haberi olmadan gıyabında dua etmesi, hem sevginin Allah için olduğuna bir delildir, hem de o iki kişi arasında sımsıcak bir muhabbetin tesisi adına çok önemli bir vesiledir.
Sevgiyi ifadenin önemli bir yolu da, insanın sevdiği zat hakkındaki hüsn-ü zannını, o zata ulaştırabilecek üçüncü şahısların yanında dile getirmesidir. Mesela bir insan, “Ben şimdiye kadar falan kimsenin hiçbir kötülüğüne şahit olmadım. Hatta bazen belki benden bir kısım kötülükler sadır oldu ama ben ondan hep iyilik gördüm. O, yaptığım kötülükler karşısında hiçbir zaman aynıyla mukabelede bulunma gibi bir tavır içerisine girmedi” türünden ifadeler kullanarak başkaları yanında ona olan güzel duygu ve güzel düşüncelerini dile getirebilir. Arkadaşının kendisi hakkında söylenen bu tür beyanlardan haberdar olması o iki kişinin kalbleri arasında sevgi köprülerinin kurulması adına çok önemli bir vesile olacaktır.

Aynı zamanda bilinmesi gerekir ki, yapılan her bir iyilik de sevgiyi ifade yollarından biridir. Hiç unutmam arkadaşlardan bir tanesi diğerine şöyle demişti: “Allah bana bağımdan, bahçemden şu kadar ürün verdi. Eğer kardeşsek ben bunu seninle bölüşmek istiyorum.” Bu öyle centilmence bir tavırdır ki, siz elli defa “ben seni seviyorum kardeşim!” deseniz bu ölçüde müessir olamazsınız. Elbette ki o şahsın böyle civanmertçe bir tavır sergilemesi karşısında siz kendinize düşeni yapar ve böyle bir teklifi kabul edemeyeceğinizi beyan edersiniz. Bu, ayrı bir mesele. Benim burada dikkat çekmek istediğim nokta, o insanın îsar ruhuyla hareket etmesi ve bunun neticesinde de bir sevgi selinin karşılıklı olarak kalblere akıp durmasıdır.

Tabiî, îsar hasletini sadece maddi olarak ihsanda bulunma, yemeyip yedirme, giymeyip giydirme şeklinde anlamamak, onunla sınırlandırmamak gerekir. Belki yeri geldiğinde kendi hissiyat, görüş, düşünce ve fikirlerimizi bir kenara koyup kardeşimizin hissiyat, görüş, düşünce ve fikirlerini tercih etmek, kimi zaman maddi meselelerde fedakarlıkta bulunmaktan daha fazla sevgi bağlarını güçlendiren önemli vesilelerden biridir. Evet, karşı tarafın düşüncelerine saygılı olup onları kabul etme, kendi hissiyatımızı kardeşimizin hissiyatı içinde eritip yok etme öyle bir vasıtadır ki, onunla gönül kapılarını ardına kadar açabilirsiniz. Mesela, bir arkadaşınız size, bir konuda bazı tavsiyelerde bulundu. Siz de bunun üzerine içinizin sesi olarak, “Kardeşim! Allah senden ebediyyen razı olsun! Ben bugüne kadar bu meseleye hiç böyle bakmamıştım. Ortaya attığın bu fikirler benim hiçbir zaman düşünüp aklemediğim enginlikte. Bu fikir ve tekliflerin, benim için öyle ufuk açıcı oldu ki, Allah’ın izniyle ben pek çok problemi bu sırlı anahtarla çözebilirim” türünden bazı sözler söylemek sûretiyle sevginizi ifade etmiş ve kardeşinizin gönlünü size karşı muhabbetle lebâleb hale getirmiş olursunuz.

Gördüğünüz gibi sevgiyi ifade etmenin pek çok yolu vardır. Sözlerinizle, gıyaben yaptığınız dualarınızla, îsar ruhuyla hareket etmekle gönüllere girebilir ve bunların hepsini bir yönüyle “seni seviyorum” mülahazası şeklinde ele alabilirsiniz.

Ütopik bulabilirsiniz, fakat ben bu noktada durup size bir hissiyatımı ifade etmek istiyorum. Fakir, öyle arzu ediyorum ki, keşke inanan insanlar birbirlerini âşık-maşuk münasebeti içinde sevseler. Yani biri Leyla ise diğeri Mecnun, biri Vamık ise öteki Azra, biri Şirin ise beriki Ferhat, biri Kerem ise öbürü Aslı olsa. Birbirlerini görmek için âdeta mehâliki iktiham etse yani her türlü sıkıntı, meşakkat ve tehlikelere karşı göğüs gerip katlansa ve birbirlerinin arkasından koşturup dursalar. Fakat beşer tabiatının ne tür zaaflardan mündemiç olduğunu nazar-ı itibara aldığımız zaman, aşk derecesinde böyle bir sevgi ve alakanın öyle çok kolay gerçekleştirilemeyeceğini de biliyoruz.

İşte bu noktada yapılması gereken ve mü’mine yakışan tavır, arkadaşlar arasında yaşanan bir kısım arıza ve problemlere takılıp kalmamak ve yapılan kötülüklere aynıyla mukabelede bulunmamaktır. Evet, kötülük bile görsek bize düşen aynıyla mukabelede bulunmak değil, onun arkasından bir iyilik yapmaktır. Böylece kötülüğü devam ettirebilecek elleri-kolları, iyilik ve ihsanla bağlamış olacağız. Ayrıca kendimizi kardeşimizin yerine koyup, o, nelerden hoşlanıyorlarsa, aynı şeylerden bizim de hoşnut olacağımızı düşünmek yani empati yaparak muhatabımızı anlamaya çalışmak da bu mevzuda çok önem arzeder. Çünkü siz başkalarına değer atfettikçe, onlar da size değer atfeder. Böylece değerlerin tedahulü (birbiri içine girmesi), ictimaı gerçekleşir; bu da kalbler arasında derin bir muhabbet ve kaynaşmaya vesile olur.''
      NE DAVAMIZI ANLAYACAK BİRİNİ BULABİLDİK NEDE BİRİNİN ANLAYACAĞI KADAR BASİT OLABİLDİK”
Kullanıcı avatarı
erz2553
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 231
Kayıt: 22 Haz 2009, 23:00

Re: KALPTEKİ SEVGİYİ İFADE ETMENİN YOLLARI

Mesaj gönderen erz2553 »

ELİNDE DEYİLDİR KİMİ SEVİP,KİMİ SEVEMİYECEĞİ KİŞİLERİN.ALLAH KİMLERE KALBİNDE YER VERİRSE ONLARI SEVEBİLİRSİN. :wink:
Cevapla

“Genel Konular” sayfasına dön