Namazın Vakitleri İle İlgili Hadisler

Hadis No: 2348

Ravi: Ebu Musa

Tanım: Resulullah (sav)’a bir zat gelerek namaz vakitlerini sordu. Efendimiz ona hiçbir cevap vermedi. (Sabah vaktinde) şafak sökünce, henüz kimse kimseyi tanıyamayacak kadar ortalık karanlık iken Bilal’e emretti, sabah ezanını okudu. Sonra, güneş tam tepe noktasından batıya dönme (zeval) anında yine Bilal’e emretti, öğle ezanını okudu. Bu vakit için, -öbürlerinden daha iyi bilen- birisi: “Bu, gün ortası (nısfu’n-Nehar)” demişti. Sonra, güneş henüz yüksekte olduğu zaman emretti, Bilal akşam namazı için ezan okudu. Sonra ufuktaki aydınlık (şafak) kaybolunca yatsı için emretti, Bilal yatsı ezanını okudu. Sonra ertesi gün, sabah namazını tehir etti, O kadar geciktirdi ki, kişinin, “sabah vakti çıktı veya çıkmak üzere” demesi anında namazı tamamladı. Sonra öğleyi tehir etti, öyle ki, öğle namazını dün ikindiyi kıldığımız ana yakın bir vakitte kıldı. Sonra ikindiyi tehir etti. Bir kimsenin, “Güneş (ikindi) kızıllığına büründü” diyebileceği bir vakitte namazdan çıktı. Sonra akşamı, nerdeyse ufuktan aydınlığın (şafak) kaybolduğu ana kadar tehir etti.

Kaynak:


Hadis No: 2349

Ravi:

Tanım: Bir rivayette de şöyle gelmiştir: Akşamı, ikinci günde, ufuktaki aydınlığın kaybolmasından önce kıldı. Sonra yatsıyı, gecenin ilk üçte birine kadar tehir etti. Sonra sabah oldu ve soru sahibini çağırdı: “İşte namazın vakti bu iki hudud arasındadır” buyurdu. (Metin Müslim’e aittir)

Kaynak: Müslim, Mesacid 178, (614); Ebu Davud, Salat 2, (395); Nesai, Muvakit 15, (1, 260, 261)


Hadis No: 2350

Ravi:

Tanım: Ebu Davud’un bir rivayetinde şöyle denmiştir: “Sabah namazını kişi arkadaşının yüzünü tanıyamayacak -veya kişi yanındakini tanımayacak- kadar (ortalığın karanlık olduğu) bir anda kıldı. Sonra ikindiyi öylesine tehir etti ki, namazdan çıktığı zaman güneş sararmıştı…” Rivayetin sonunda Ebu Davud der ki: Bu hadisi rivayet edenlerden bazısı şöyle dedi: “sonra yatsıyı gece yarısına kadar tehir ederek kıldı.”

Kaynak: Ebu Davud, Salat 2, (396)


Hadis No: 2351

Ravi: Büreyde

Tanım: Bir adam Resulullah (sav)’a namazların vaktinden sormuştu. Ona: “Şu (önümüzdeki) iki günde namazları bizimle kıl!” buyurdu. (O gün) güneş tam tepe noktasından (batıyor) kayınca ezan için Bilal’e emretti. O da öğle ezanını okudu. Sonra öğle için kamet okumasını emretti. Sonra güneş yüksekte, beyaz parlak iken emretti ve ikindi için kamet okudu. Sonra güneş batınca emretti, akşam için kamet okudu. Sonra ufuktaki aydınlık kaybolunca emretti, yatsı için kamet okudu. Sonra şafak sökünce emretti sabah için kamet okudu, ikinci gün olunca, Bilal’e ortalığın serinlemesini beklemeyi emretti. O da öğleyi, ortalık iyice serinleyinceye kadar geciktirdi. İkindiyi, güneş yüksekten, dünkü vakitten biraz sonra kıldı. Akşamı ufuktaki beyazlık kaybolmazdan az önce kıldı. Yatsıyı gecenin üçte biri geçtikten sonra kıldı. Sabahı ortalık iyice ağarınca kıldı. Sonra: “Namaz vakitlerinden soran kimse nerede?” diye sordu. Soru sahibi: “Benim ey Allah’ın Resulü!” dedi. “Namazlarınızın vakti” dedi, “gördüğünüz (iki vakit) arasındadır.”

Kaynak: Müslim, Mesacid 176, 177, (613); Tirmizi, Salat 115, (152); Nesai, Mevakit 12, (1, 268)


Hadis No: 2352

Ravi: İbnu Abbas

Tanım: Resulullah (sav) buyurdular ki: “Cibril (as) bana, Beytullah’ın yanında, iki kere imamlık yaptı. Bunlardan birincide öğleyi, gölge ayakkabı bağı kadarken kıldı. Sonra, ikindiyi her şey gölgesi kadarken kıldı. Sonra akşamı güneş battığı ve oruçlunun orucunu açtığı zaman kıldı. Sonra yatsıyı, ufuktaki aydınlık (şafak) kaybolunca kıldı. Sonra sabahı şafak sökünce ve oruçluya yemek haram olunca kıldı, ikinci sefer öğleyi, dünkü ikindinin vaktinde herşeyin gölgesi kendisi kadar olunca kıldı. Sonra ikindiyi, herşeyin gölgesi kendisinin iki misli olunca kıldı. Sonra akşamı, önceki vaktinde kıldı. Sonra yatsıyı, gecenin üçte biri gidince kıldı. Sonra sabahı, yeryüzü ağarınca kıldı. Sonra Cibril (as) bana yönelip: “Ey Muhammed! Bunlar senden önceki peygamberlerin (as) vaktidir. Namaz vakti de bu iki vakit arasında kalan zamandır!” dedi.”

Kaynak: Tirmizi, Salat 1, (149); Ebu Davud, Salat 2, (393)


Hadis No: 2353

Ravi: Cabir

Tanım: Nesai’nin Hz.Cabir (ra)’den yaptığı bir rivayette şöyle denmiştir: “Sonra O’na (Cibril), Fecr (uzayıp ) sabah olunca daha yıldızlar parlak ve cıvıl cıvıl iken geldi. Dünkü yaptığını aynen yaptı, sabah namazını kıldı. Sonra da: “Namaz vakti, işte gördüğünüz bu iki namaz arasıdır” dedi.”

Kaynak: Nesai, Mevakit 10, (1, 256)


Hadis No: 2354

Ravi:

Tanım: Bir diğer rivayette şöyle denmiştir: “…öğleyi, güneş (tepeden batıya) meyledince kıldı. (Bu sırada) gölge ayakkabı bağı kadardı. Sonra ikindiyi, gölge ayakkabı bağının misli ve adam boyu olunca kıldı. Sonra akşamı, güneş batınca kıldı. Sonra yatsıyı, ufuktaki aydınlık kaybolunca kıldı. Sonra, sabahı, şafak sökünce kıldı. Sonra ertesi günün öğlesini, gölge, adam boyu olunca kıldı. Sonra ikindiyi, kişinin gölgesi iki misli olunca kıldı. Sonra akşamı, güneş batınca kıldı. Sonra yatsıyı, gecenin üçte birine veya yarısına doğru kıldı. Sonra sabahı kıldı ve ortalık ağardı.”

Kaynak: Nesai, Mevakit 15, 7, 10, 17, (1, 251, 255, 261, 263)


Hadis No: 2355

Ravi: Ebu Hüreyre

Tanım: Resulullah (sav) buyurdular ki: “Bilesiniz, namazın bir ilk vakti bir de son vakti vardır. Öğle vaktinin evveli güneşin tepe noktasından batıya meyil (zeval) anıdır. Son vakti de ikindinin girdiği andır, ikindi vaktinin evveli, vaktinin girdiği andır. Vaktin sonu da güneşin sarardığı andır. Akşam vaktinin evveli, güneşin battığı andır. Vaktin sonu da ufuktaki aydınlığın (şafak) kaybolduğu andır. Yatsı vaktinin evveli, ufuğun kaybolduğu andır. Vaktin sonu da gecenin yarısıdır. Sabah vaktinin evveli fecrin (aydınlığı) doğmasıdır. Vaktin sonu da güneşin doğmasıdır.”

Kaynak: Tirmizi, Salat 114, (151); Müslim, Mevakit 6, (1, 249, 250)


Hadis No: 2356

Ravi: Abdullah İbnu Rafi’ Mevla Ümmü Beleme

Tanım: Abdullah İbnu Rafi, Ebu Hüreyre’ye namazların vaktini sormuştu. Ebü Hüreyre kendisine şu açıklamayı yaptı: “Ben sana haber vereyim: Gölgen kendi mislin kadarken öğleyi kıl. İkindiyi gölgen iki mislin olunca kıl. Akşamı güneş batınca kıl. Yatsıyı seninle arana gecenin üçte biri girince kıl. Sabahı da alaca karanlıkta kıl.”

Kaynak: Muvatta, Vukutu’s-Salat 9, (1, 8)


Hadis No: 2357

Ravi:

Tanım: İmam Malik’in anlattığına göre, Hz. Ömer valilerine şöyle yazdı: “Nazarımda işlerinizin en ehemmiyetlisi namazdır. Kim onu (farz, vacib, sünnet ve vaktine riayetle) korur ve (tam zamanında kılmaya) devam ederse dinini korumuş olur. Kim de onu(n zamanını tehir suretiyle) zayi ederse, onun dışındakileri daha çok zayi eder.” Hz. Ömer yazısına şöyle devam etti: “Öğleyi gölge bir ziralıktan birinizin gölgesi misli oluncaya kadar kılınız, ikindiyi, güneş yüksekte, beyaz, parlak iken, hayvan binicisinin, güneş batmazdan önce iki veya üç fersahlık yol alacağı müddet içerisinde; akşamı güneş batınca; yatsıyı ufuktaki aydınlık battımı gecenin üçte birine kadar kılınız. -Kim (yatsıyı kılmadan) uyursa gözüne uyku düşmesin, kim (yatsıyı kılmadan) uyursa gözüne uyku düşmesin, kim (yatsıyı kılmadan) uyursa gözüne uyku düşmesin- Sabahı da yıldızlar parlak ve cıvıldarken kılınız.”

Kaynak: Muvatta, Mevakit 6, (1,6-7)


Hadis No: 2358

Ravi:

Tanım: Muvatta’nın diğer bir rivayetinde şöyle gelmiştir: “Hz. Ömer (ra), Ebu Musa el-Eş’ari hazretlerine yazdığı bir mektupta aynı şeyi hatırlattı ve (ilaveten) şunu yazdı: “Onda -yani sabah namazında- mufassal surelerden iki uzun süre oku.”

Kaynak: Muvatta, Mevakit 7, (1, 7)


Hadis No: 2359

Ravi:

Tanım: Yine benzer bir diğer rivayette şu ifade mevcuttur: Hz. Ömer, Ebu Musa (ra)’ya şöyle yazdı: “…Yatsıyı seninle (akşam namazıyla) arana gecenin üçte biri girince kıl. Geciktirirsen gecenin yarısına kadar olsun. Sakın gafillerden olma.”

Kaynak: Muvatta, 8, (1, 7)


Hadis No: 2360

Ravi: Abdullah İbnu Amr İbni’l-As

Tanım: Resulullah (sav) buyurdular ki: “Öğlenin (başlama) vakti, güneşin (tepe noktasından batıya) meylettiği zamandır. Kişinin gölgesi kendi uzunluğunda olduğu müddetçe öğle vakti devam eder, yani ikindi vakti girmedikçe. İkindi vakti ise güneş sararmadıkça devam eder. Akşam vakti ufuktaki aydınlık (şafak) kaybolmadığı müddetçe devam eder. Yatsı namazının vakti orta uzunluktaki gecenin yarısına kadardır. Sabah namazının vakti ise fecrin doğmasından (yani şafağın sökmesinden) başlar, güneş doğuncaya kadar devam eder. Güneş doğdumu namazdan vazgeç. Çünkü o, şeytanın iki boynuzu arasından doğar.”

Kaynak: Müslim, Mesacid, 173, (612); Ebu Davud, Salat 2, (396); Nesai, Mevakit 15, (1, 260)


Hadis No: 2361

Ravi: Ebu’l-Minhal Seyyar İbnu Selame

Tanım: Ben ve babam birlikte Ebu Berze el-Eslemi (ra)’nin yanına girdik. Babam ona: “Resulullah (sav) farz namazları nasıl kılardı?” diye sordu. Şu cevabı verdi: “Efendimiz sizin “el-Evvel” dediğiniz öğle namazını güneş (tepe noktasından) batıya kayınca kılardı. Birimiz ikindiyi kıınca, Medine’nin en uzak yerindeki evine dönerdi de güneş hala canlılığını korurdu. Akşam namazı hakkında ne söylediğini unuttum. Sizin atame dediğiniz yatsıyı geciktirmeyi iyi bulurdu (müstehap addederdi). Yatsıdan önce uyumayı, sonra da konuşmayı mekruh addederdi. Kişi (yanında beraber oturduğu) arkadaşını tanıyınca sabah namazından ayrılırdı. Namazda altmış-yüz ayet miktarınca Kur’an okurdu.”

Kaynak: Buhari, Mevakit 11, 13, 39, Ezan 104; Müslim, Mesacid 237, (647); Ebu Davud, Salat 3, (398); Nesai,


Hadis No: 2362

Ravi: Muhammed İbnu Amr İbni’l Hasen İbni Ali İbnu Ebi Talib

Tanım: Haccac, Medine’ye geldiğinde namazı mutad vaktinden tehir ediyordu. Bunun üzerine Cabir İbnu Abdillah (ra)’a (namazların vakti hakkında) sorduk. Bize şu açıklamayı yaptı: “Resulullah (sav) öğleyi hararetin şiddetli olduğu zamanda (hacire vaktinde) kılardı. İkindiyi de güneş parlakken kılardı. Akşamı, güneş batınca, yatsıyı bazan geciktirir, bazen de öne alırdı. Halkın toplandığını görünce tacil eder, onları ağır görünce de tehir ederdi. Sabahı da alaca karanlıkta kılardı.”

Kaynak: Buhari, Mevakit 18, 21; Müslim, Mesacid 234, (646); Ebu Davud, Salat 3, (397); Nesai, Mevakit 18, (1


Hadis No: 2363

Ravi: Enes

Tanım: Nesai’nin Enes (ra)’ten yaptığı rivayette şöyle denmiştir: “Sabahı, göz(ün görme ufku) genişleyinceye kadar kılardı.”

Kaynak: Nesai, 29, (1, 273)


Hadis No: 2364

Ravi: İbnu Mes’ud

Tanım: Resulullah (sav) öğle namazı kıldığı zaman (gölgenin) miktarı, yazda üç ayaktan beş ayağa kadar idi. Kışta da beş ayaktan yedi ayağa kadardır.

Kaynak: Ebu Davud, Salat 4, (400); Nesai, Mevakit 6, (1, 251)


Hadis No: 2365

Ravi: Aişe

Tanım: Mü’min kadınlar Resulullah (sav)’la birlikte sabah namazlarını, bürgülerine sarılmış olarak kılarlardı. Sonra, namazlarını kılınca evlerine dönerlerdi de bu esnada karanlıktan dolayı kimse de onları tanıyamazdı.

Kaynak: Buhari, Mevakit 13, 27, Ezan 162, 165; Müslim, Mesacid 231, (645); Muvatta, Vukut 4, (1, 6); Ebu Dav


Hadis No: 2366

Ravi: Aişe

Tanım: Ben öğle namazını, ne Resulullah (sav) kadar, ne de Ebu Bekr ve Ömer kadar tacil edip geciktirmeyen bir başka insan tanımıyorum.

Kaynak: Tirmizi, Salat, 118


Hadis No: 2367

Ravi: Ümmü Seleme

Tanım: Öğleyi tacilde Resulullah (sav) sizden daha titizdi. Siz de ikindiyi tacilde ondan daha titizsiniz.

Kaynak:


Hadis No: 2368

Ravi: Habbab

Tanım: Resulullah (sav)’a (secde edilen) yerin sıcaklığından şikayet ettik, ancak şikayetimizi dinlemedi. Züheyr, Ebu İshak’a: “Şikayetiniz öğle vaktinden miydi?” diye sordu. Öbürü: “Evet!” dedi. Ben: “Vakit girer girmez, (yani ortalık çok sıcakken) kılınmasından mı?” diye sordum. O yine: “Evet!” dedi.

Kaynak: Müslim, Mesacid, 189, (619); Nesai, Mevakit 2, (1, 247)


Hadis No: 2369

Ravi: Enes

Tanım: Resulullah (sav) (yolculuk sırasında) bir yere inecek olsa, öğleyi kılmadan orayı terketmezdi demişti. Bir adam sordu: “Yani gün ortasında olsa da mı?” “Evet,” dedi Enes, “gün ortasında olsa da!”

Kaynak: Ebu Davud, Salat 273, (1205); Nesai, Mevakit 3, (1, 248)


Hadis No: 2370

Ravi: Aişe

Tanım: Resulullah (sav) güneş odama vurduğu sırada ikindiyi kılardı. Ebu Davud’un rivayetinde şu ziyade var: “… (güneş) odamdan yükselmezden önce…”

Kaynak: Buhari, Mevakit 13, Humus 4; Müslim, Mesacid 169, (611); Ebu Davud, Salat 5, (407); Tirmizi, Salat 1


Hadis No: 2371

Ravi: Enes

Tanım: Resulullah (sav) güneş yüksekte ve canlı iken ikindiyi kılardı. Bu esnada kişi avali’ye (dış semtlere) gider, oraya varırdı ve hala güneş yüksekliğini muhafaza ederdi. Gidilen bu avali’den bazıları Medine’ye dört mil uzaklıkta idi.” (Kaynaklar müteakip 2 hadisi de kapsarlar)

Kaynak: Buhari, Mevakit 13, İtisam 16; Müslim, Mesacid 192-197, (621-624); Muvatta, Vukut 11, (1, 8-9); Ebu


Hadis No: 2372

Ravi: Es’ad İbnu Sehl İbnu Huneyf

Tanım: Biz Ömer İbnu Ahdilaziz (ra) ile öğleyi kıldık. Sonra çıkıp Hz. Enes İbnu Malik (ra)’in yanına gittik. Varınca onu ikindiyi kılıyor bulduk. Ben kendisine: “Ey amcacığım! Kıldığın bu namaz da ne?” diye sordum. Bana: “Bu, ikindi namazıdır. Ve bu Resulullah (sav)’la beraber kıldığımız namazdır” dedi. (Kaynaklar önceki ve müteakip 1’er hadisi de kapsarlar)

Kaynak: Buhari, Mevakit 13, İtisam 16; Müslim, Mesacid 192-197, (621-624); Muvatta, Vukut 11, (1, 8-9); Ebu


Hadis No: 2373

Ravi:

Tanım: Bir diğer rivayette de şöyle gelmiştir: “Resulullah (sav) bize ikindiyi kıldırdı. Namazdan çıkınca Efendimizin yanına Beni Seleme’den birisi geldi ve: “Ey Allah’ın Resulü!” dedi. “Biz, bir deve kesmek istiyor ve sizin de kesimde hazır bulunmanızı arzu ediyoruz.” Efendimiz “Pekala” deyip gitti. Biz de onunla gittik. Varınca, devenin henüz kesilmediğini gördük. Kestiler, parçaladılar. Bir miktarını pişirdiler. Güneş batmadan o eti yedik.” (Kaynaklar önceki 2 hadisi de kapsarlar)

Kaynak: Buhari, Mevakit 13, İtisam 16; Müslim, Mesacid 192-197, (621-624); Muvatta, Vukut 11, (1, 8-9); Ebu


Hadis No: 2374

Ravi: Seleme İbnu’l-Ekva

Tanım: Resullullah (sav) akşamı, güneş batıp perdeye bürününce kılıyordu. (Ebu Davud’un bir rivayetinde şöyle denir: “Resulullah (sav) akşamı, güneşin battığı vakitte, güneş (kursunun son) izi de ufukta kaybolunca kılıyordu.”)

Kaynak: Buhari, Mevakit 18; Müslim, Mesacid 216, (636); Ebu Davud, Salat 6, (417); Tirmizi, Salat 122, (164)


Hadis No: 2375

Ravi: Rafi İbnu Hadic

Tanım: Biz akşamı, Resulullah (sav) ile birlikte kılınca, cemaatten aynlıp (ok atışı yapanımız olurdu da) attığı okun düştüğü yerleri rahat görebilirdik.

Kaynak: Buhari, Mevakit 18; Müslim, Mesacid 217, (637)


Hadis No: 2376

Ravi:

Tanım: Nesai’nin bu hususta Eşlem kabilesine mensup ashabtan bir kimseden kaydettiği beyan şöyledir: “Onlar Resulullah (sav) ile birlikte akşamı kılarlar, sonra da Medine’nin (Mescid’e) en uzak yerinde olan ailelerine dönüp ok atışı yaparlar ve de oklarının düştüğü yerleri görürlerdi.”

Kaynak: Nesai, Mevakit 13, (1, 259)


Hadis No: 2377

Ravi: Mersed İbnu Abdillah el-Müzeni

Tanım: Ebu Eyyüb, gazi (mücahid) olarak yanımıza geldi. Bu sırada Ukbe İbnu Amir de Mısırda vali idi. Ukbe, akşam namazını tehir etti. Ebu Eyyüb ona yönelerek: “Ey Ukbe!” dedi. “Bu kıldırdığın namaz ne namazıdır?” Ukbe, hatasını anlayarak: “Meşguliyetimiz vardı” diye özür beyan etti. Ebu Eyyüb: “Sen Resulullah (sav)’ın şu sözünü işitmedin mi? Buyurmuştu ki: “Ümmetim, akşam namazını, yıldızlar cıvıldayana kadar geciktirmedikçe hayır üzere -veya fıtrat üzere demişti- olmaktan geri kalmaz.”

Kaynak:


Hadis No: 2378

Ravi: Ali

Tanım: Resulullah (sav) bana şu tembihte bulundu: “Ey Ali, üç şey vardır, sakın onları geciktirme: Vakti girince namaz, (hemen kıl!), hazır olunca cenaze, (hemen defnet!), kendisine denk birini bulduğun bekar kadın, (hemen evlendir.”

Kaynak: Tirmizi, Salat, 127 (171)


Hadis No: 2379

Ravi: Ebu Hüreyre

Tanım: Resulullah (sav) buyurdular ki: “Kim sabah namazından bir rek’ati güneş doğmazdan önce kılabilirse, sabah namazına yetişmiş demektir. Kim ikindi namazından bir rek’ati güneş batmadan önce kılabilirse ikindi namazına yetişmiş demektir.”

Kaynak: Müslim, Mesacid 163, (608); Muvatta, Vukut 5, (1, 6); Tirmizi, Salat 137, (186); Ebu Davud, Salat 5,


Hadis No: 2380

Ravi: Ebu Hüreyre

Tanım: Sizden kim, ikindi namazının bir secdesini güneş batmazdan önce kılabilirse, namazını tamamlasın, sabah namazının da bir secdesini güneş doğmazdan önce kılabilen, namazını tamamlasın. (Ancak Nesai (bir rivayetinde de) şöyle der: “..ilk rek’atinde kılarsa…”)

Kaynak: Buhari, Mevakit 28, 17; Nesai, Mevakit 11, (1, 257, 258), 28, (1, 273)


Hadis No: 2381

Ravi: Ebu Hüreyre

Tanım: Resulullah (sav) buyurdular ki: “Hararet şiddetlenince namazı (vakit) biraz serinleyince kılın. Çünkü, şiddetli hararet cehennemden bir kabarmadır.”

Kaynak: Buhari, Mevakit 9, Bed’ü’l-Halk 10; Müslim, Mesacid 180, (616); Muvatta, Vukut 28, (1, 16); Ebu Davu


Hadis No: 2382

Ravi:

Tanım: İmam Malik’in bir rivayetinde (Resulullah’ın şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir): “Cehennem, Rabbine (ey Rabbim! bir kısmım, diğer bir kısmımı yiyor diye) şikayet etti. Bunun üzerine Rab Teala ona yılda iki kere teneffüs etmesine izin verdi: Kışta bir nefes, yazda bir nefes. (İşte, hararetten en şiddetli hissedilen ve soğuktan en şiddetli hissedilen şey bu soluklardır).”

Kaynak: Buhari, Mevakit 8; Muvatta, Vukut 27, (1, 15)


Hadis No: 2383

Ravi: Ebu Zerr

Tanım: Biz bir sefer sırasında Resulullah (sav) ile beraberdik. Müezzinimiz öğle namazı için ezan okumak istedi. Resulullah (sav) ona: “Serinlemeyi bekle!” dedi. Bir müddet geçince müezzin ezan okumak istemişti, yine ikinci ve hatta üçüncü defa: “Serinlemeyi bekle!” dedi. (Bekledik), hatta tümseklerin (doğu cihetindeki) gölgelerini gördük. O zaman aleyhissalatu vesselam: “Şiddetli hararet cehennemin bir kabarmasıdır. Öyleyse, hararet şiddetlenince öğle namazını (vakit) serinleyince kılın” dedi.

Kaynak: Buhari, Mevakit 9,10, Ezan 18, Bed’ü’l-Halk 10; Müslim, Mesacid 184, (616); Ebu Davud, Salat 4, (401


Hadis No: 2384

Ravi: Kasım İbnu Muhammed

Tanım: Ben, Ashab’ı öğle namazını aşiyy’de kılar gördüm.

Kaynak: Muvatta, Vukut 13, (1, 9)


Hadis No: 2385

Ravi: Enes İbnu Malik

Tanım: Resulullah (sav) hava sıcaksa öğleyi serinleyince kılıyordu, hava serinse ta’cil (edip ilk vaktinde) kılıyordu.

Kaynak: Nesai, Mevakit 4, (1, 248)


Hadis No: 2386

Ravi: Ali İbnu Seyhan

Tanım: Resulullah (sav)’ın yanına geldik, ikindi namazını, güneş gökte beyaz ve (sarılıktan arı ve) parlak olduğu müddetçe tehir ediyordu.

Kaynak: Ebu Davud, Salat 5, (408)


Hadis No: 2387

Ravi: Enes

Tanım: Resulullah (sav) buyurdular ki: “Akşam yemeği hazırlanmış ise, yemeğe namazdan önce başlayın. Yemeğinizi aceleye de getirmeyin.”

Kaynak: Buhari, Et’ime 58, Ezan 42; Müslim, Mesacid 64, (557); Tirmizi, Salat 262, (353); Nesai, İmamet 67,


Hadis No: 2388

Ravi: Aişe

Tanım: Resulullah (sav) şöyle buyurdular: “Namaz başlar ve akşam yemeği de hazır olursa akşam yemeğiyle başlayın.”

Kaynak: Buhari, Et’ime 58, Ezan 42; Müslim, Mesacid 66, (558)


Hadis No: 2389

Ravi: İbnu Ömer

Tanım: Resulullah (sav) buyurdular ki: “Birinizin akşam yemeği konur, (bu sırada) namaz da başlarsa, siz akşam yemeği ile başlayın. Ondan boşalıncaya kadar acele de etmeyin.” İbnu Ömer (ra) için yemek konunca namazın başladığı olurdu. O, yemekten boşalmadıkça namaza gelmezdi. Ancak o, imamın kıraatini dinlerdi.

Kaynak:


Hadis No: 2390

Ravi: Abdullah İbnu Ubeyd İbni Umeyr

Tanım: İbnu’z-Zübeyr zamanında, ben Abdullah İbnu Ömer (ra)’in yanında babamla birlikte bulunuyordum. Abbad İbnu Abdillah İbni’z-Zübeyr sordu: “Biz işittik ki, akşam yemeğine namazdan önce başlanırmış, (doğru mu?)” Abdullah İbnu Ömer (ra) şu cevabı verdi: “Bak hele! Onların akşam yemekleri nasıldı? Zanneder misin ki, bu, babanın akşam yemeği gibiydi?”

Kaynak: Buhari, Ezan 42; Müslim, Mesacid 66, (559); Muvatta, İsti’zan 19, (2, 971); Ebu Davud, Et’ime 10, (3


Hadis No: 2391

Ravi: Cabir

Tanım: Resulullah (sav) buyurdular ki: “Yemek veya bir başka şey için namazınızı tehir etmeyin.”

Kaynak: Ebu Davud, Et’ime 10, (3758)


Hadis No: 2392

Ravi: İbnu Abbas

Tanım: Resulullah (sav) (bir gün) yatsıyı tehir etmişti. Ömer (ra) çıkıp: “Ey Allah’ın Resulü, namazı kılalım. Kadınlar ve çocuklar yattılar” dedi. Aleyhissalatu vesselam başı su damlıyor olduğu halde çıkıp: “Ümmetime meşakkat vermemiş olsam yatsıyı bu vakitte kılmalarını emrederdim!” buyurdu.”

Kaynak: Buhari, Mevakit 24; Müslim, Mesacid 225, (642); Nesai, Mevakit 20, (1,265)


Hadis No: 2393

Ravi: Enes

Tanım: Kendisine: “Resulullah (sav) yüzük kullandı mı?” diye sorulmuştur da şu cevabı vermiştir: “Bir gece, yatsıyı gece yarısına kadar (şatru’l-leyl) tehir etti. Sonra yüzü bize dönmüş olarak yanımıza geldi -sanki şu anda yüzüğünün parıltısını görüyor gibiyim- ve şöyle dedi: “İnsanlar namazlarını kıldılar ve yattılar. Siz ise, namazı beklediğiniz müddetçe namaz kılma(sevabını alma)ktasınız.”

Kaynak: Buhari, Mevakit 25, 40, Ezan 36, 156, Libas 48; Müslim, Mesacid, 223, (640); Nesai, Mevakit 21, (1,


Hadis No: 2394

Ravi: Enes

Tanım: Yatsı namazı için ikamet okunmuştu ki bir adam: “Benim bir işim var!” diyerek araya girdi. Resulullah (sav) (farzı kıldırmazdan önce) kalktı, adamla hususi şekilde konuşmaya başladı, insanlar -veya bir kısmı- uyuyuncaya kadar konuşma uzadı. Namazı sonra kıldılar.

Kaynak: Buhari, Ezan 27, 28, İstizan 48; Müslim, Hayz 126, (376); Ebu Davud, Salat 46, (542); Tirmizi, Salat


Hadis No: 2395

Ravi: Muaz İbnu Cebel

Tanım: (Bir gece) Resulullah (sav)’ı yatsı namazı için uzun müddet bekledik, ama gecikti. O kadar ki, bazıları (hane-i saadetinden) çıkmayacağı zannına düştü, içimizden: “Namazını (evinde) kılmıştır” diyen bile oldu. İşte biz bu hal üzere iken Resulullah (sav) çıktı ve kendisine önceden tahminen söylediklerini tekrar ettiler. Bunun üzerine: “Geceye bu namazla girin. (Bilin ki) siz bu namaz sayesinde diğer ümmetlere üstün kılındınız. Bunu sizden önceki ümmetlerden hiçbiri kılmadı” buyurdu.

Kaynak: Ebu Davud, Salat 7, (421)


Hadis No: 2396

Ravi: Ebu Musa

Tanım: [Resulullah (sav) bir gün] yatsı namazını geciktirdi. Hatta gecenin çoğu gitti. Sonra çıktı ve cemaate namazlarını kıldırdı. Namazı bitirince Resulullah (sav) orada hazır bulunan cemaate: “(Buradan ayrılmakta) acele etmeyin, size bir husus haber vereyim de sevinin: Bilesiniz, üzerinizdeki Allah’ın nimetlerinden biri de şudur: Şu saatte namaz kılan sizden başka hiç kimse yok -veya sizden başka kimse şu saatte namaz kılmamıştır.-” Bu iki sözden hangisini söylemişti bilemiyoruz.” (Ebu Musa ilaveten dedi ki: “Resulullah (sav)’tan işittiklerimize sevinerek evlerimize döndük.”)

Kaynak: Buhari, Mevakit 22; Müslim, Mesacid 224, (641)


Hadis No: 2397

Ravi: Ebu Hüreyre

Tanım: Resulullah (sav) buyurdular ki: “Namazdan bir rekate yetişen, namazın tamamına yetişmiş sayılır.”

Kaynak: Buhari, Mevakit 28, 17; Müslim, Mesacid, 161, (607); Muvatta, Vukut 16, (1, 10); Ebu Davud, Salat 24


Hadis No: 2398

Ravi: İbnu Ömer

Tanım: Resulullah (sav) buyurdular ki: “Namazlardan herhangi bir namazın bir rekatine yetişen, o namaza yetişmiş demektir. Ancak, kaçırdığını kaza eder.”

Kaynak: Nesai, Mevakit 30, (1, 275)


Hadis No: 2399

Ravi: Aişe

Tanım: Resulullah (sav) ölünceye kadar, hiçbir namazı son vaktinde iki kere kılmış değildir.

Kaynak: Tirmizi, Salat 127, (174)


Hadis No: 2400

Ravi: İbnu Ömer

Tanım: Resulullah (sav) buyurdular ki: “Namazın ilk vaktinde Allah’ın rızası vardır. Son vaktinde de affı vardır.”

Kaynak: Tirmizi, Salat 127, (172)


Hadis No: 2401

Ravi: Rafi’ İbnu Hadic

Tanım: Resulullah (sav) buyurdular ki: “Sabah namazını aydınlıkta kılın.”

Kaynak: Tirmizi, Salat 117, (154); Ebu Davud, Salat 8, (424); Nesai, Mevakit 27, (1, 272)


Hadis No: 2402

Ravi: Yahya İbnu Said

Tanım: Musalli, (farz) namazı vakti çıkmış olan namazları da kılar. Onun vaktinde kılamayıp kaçırdığı, ehlinden de malından da daha mühim (bir kayıp)dir.”

Kaynak: Muvatta, Vukut 23, (1, 12)


Hadis No: 2403

Ravi: Ümmü Ferve

Tanım: Resulullah (sav)’a, “Hangi amel efdaldir?” diye sorulmuştu, şu cevabı verdi: “İlk vaktinde kılınan namaz!”

Kaynak: Ebu Davud, Salat 9, (426); Tirmizi, Salat 127, (170); Müslim, İman 137, (85); Buhari, Mevakit 5


İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın