Dün Bugün Yarın
Sadık ILGAZ 118. Sayı / DÜN BUGÜN YARIN
Yasaklı Köprü
1886 yılında Sivasta doğan Nuri Demirağ, Cumhuriyet tarihinin ilk müteahhitlerinden ve hayırsever iş adamlarından. Gençliğinde biriktirdiği 252 kâğıt lirayla ticarete başlayan Demirağ, demiryolu, uçak, giyim, çimento, selüloz, demir-çelik gibi birçok sanayi dalında yatırımlar yaparak Cumhuriyet devrinin ilk milyonerlerinden biri olmuştur.
Kurduğu onlarca fabrikayla memleket sanayisinin kalkınmasına öncülük etmiş ve halkın sevgisini kazanmış Demirağın en büyük hayali ise, İstanbul Boğazına iki kıtayı birleştirecek bir köprü yapmaktır. Zira Boğazın iki yakasında artan trafik ve belediyenin araba vapurları yüzünden her ay yaklaşık 70 bin lira zarar etmesi, Boğaza bir köprü yapımını zorunlu kılmaktadır.
İstanbulun bu ihtiyacını gören Demirağ, o dönemde Amerikanın San Francisco Eyaletindeki Hudson Körfezi üzerine yapılan mühendislik harikası Goldengate Köprüsünün aynısını İstanbul Boğazına yapmak ister. Bu amaçla, burslarını kendi cebinden verdiği beş genç Türk mühendisi Goldengate Köprüsünde çalışmaları için ABDye gönderir.
Bu mühendisler Türkiyeye geri döndüklerinde, Nuri Demirağ önderliğindeki bir ekiple bir köprü projesi hazırlarlar. Hazırlıkları 1933te tamamlanan projeye göre, bugünkü Fatih Sultan Mehmet Köprüsünün bulunduğu yere yapılacak olan köprü 11 milyon liraya mal olacak, yapımı da üç buçuk yılda tamamlanacaktır. İstanbulun ve Boğaziçinin çehresini tümüyle değiştirecek köprü, 67 yılda kendi masrafını çıkartacaktı. Ayrıca bu sayede zarar eden belediye ayda 30-40 milyon net gelir sağlayacaktır.
Hazırlıklarını tamamlayan ekip projenin onayını almak için Ankaraya gider. Nuri Demirağ projeyi öncelikle Atatürkün görmesini ister. Bu amaçla Atatürkün yakın çalışma arkadaşı Salih Bozok kanalıyla proje Atatürke sunulur. Projeyi çok beğenen Atatürk, Aferin Nuriye! diyerek, onay için Bayındırlık Bakanlığına sevk eder. Bakanlık mühendislerinin de çok beğenisini kazanan proje artık bakanın imzasına kalmıştır.
O dönemde Bayındırlık Bakanı, İstiklal Mahkemeleri Başkanlığı da yapmış olan Ali Çetinkayadır. Çetinkaya, Başbakan İsmet İnönüye çok yakın bir isimdir. Ayrıca bu iki ismin Nuri Demirağa karşı kişisel bir husumeti vardır. Köprü projesinin halkın Nuri Demirağa olan sevgisini artıracağını düşünürler. Bu yüzden bir gün yükselir de yerimize geçer endişesini taşırlar. Sonuçta Ali Çetinkaya, Olmaz bu iş! Boğaza köprü mü olurmuş? Katî surette yıkılır! diyerek projeyi reddeder. Demirağ, tüm iyi niyetiyle İstanbul böylesi bir nimetten mahrum kalmamalı. Saymakla bitmez faydası vardır. İnsaf edin, yapmayın, etmeyin... dese de, projeyi onaydan geçiremez. Ve köprü projesi çöpe atılır.
Nuri Demirağın projesine onay vermeyen zamanın siyasileri, İstanbul halkına köprüye ihtiyaç olmadığını göstermek için büyük masraflarla Sirkeci-Haydarpaşa Feribot Hattını kurarlar. Bu hat ise, zaten zarar eden belediyenin zararını günden güne katlar. Hükümetin kendine ve İstanbul halkına haksızlık ettiğine inanan Nuri Demirağ ise, tüm iyi niyetli mücadelesine devam etse de, masraf edip bastırdığı bir bildiriyi uçakla İstanbul halkına dağıtsa da, hükümetin projeye olan tavrını değiştiremez. Sonunda pes eden Demirağ, oğluna şu vasiyette bulunur: Bu iş bir gün olacaktır. İstanbul buna muhtaçtır. Bana yaptırmadıkları köprüyü benim adıma yap. Eğer ki yaparsan, köprüye üzerinde Bu köprüden İnönü de, Ali Çetinkaya da geçemez! yazan bir levha as!..
Milli Şef İsmet İnönü ve tesirindeki hükümetler ve siyasetçilerden çok çeken Nuri Demirağ, İnönü ve baskı idaresine karşı 1945 yılında Artık Yeter! sloganıyla Milli Kalkınma Partisini kurar. Cumhuriyet Halk Partisine karşı dönemin ilk muhalefet partisi olan bu partinin genel başkanlığını da üstlenerek siyasete atılan Demirağın partisi seçimlerde başarılı olamaz ve kapanır. Demirağ, 1954 yılında yapılan seçimlerde Demokrat Parti Sivas milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisine girmeyi başarır. Ölüm tarihi olan 13 Kasım 1957ye kadar da bu görevini sürdürür.
Yenilmişlik Psikolojisinin Kökenleri
20. yüzyılın ünlü tarihçilerinden İngiliz Arnold Joseph Toynbee, dünyanın en önemli tarihçi ve sosyologlarından biri olarak kabul gören İbn-i Haldunun meşhur eseri Mukaddime hakkında şöyle der: Mukaddimedeki tarih felsefesi türünün en büyük eseri. Şimdiye kadar hiçbir çağda, hiçbir insan zekâsı böyle bir eser ortaya koymamıştır.
Mukaddime halen birçok tarihçinin başucu kitaplarından biri. Yazılışının üzerinden altı asırdan fazla zaman geçmesine rağmen, değindiği konular itibariyle güncelliğini koruyor.
Eserde geçen konulardan biri, başka toplumlar karşısında duyulan aşağılık kompleksidir. İbn-i Haldun, Mukaddimede eserinde bu psikolojiyi yenilmişlik üzerinden izah ediyor:
Yenilmiş kavimler, giyim ve kuşam, mezhep, diyanet ve başlıca hâl ve alışkanlıklarında kendilerini yenen kavim ve hükümdarları örnek alırlar. Bunun sebebi şudur; nefis ve kalp daima kendi kavimlerine galebe çalmış ve kendi kavmine boyun eğdirmiş olanların olgunluk ve üstünlüklerine inanır. Kendisine galebe çalanı ululamak kalbine yerleşmiştir. Kendinin ona boyun eğmesinin tabii sebeplerden olmayarak, kendini yenen kimsenin kemal ve fazilet sahibi olmasından ileri gelmiş olduğuna inanır ve de bu konuda yanılır. Yenilen kimse bu hususta yanlış fikre kapılarak, buna inandıktan sonra, kendisini yeneni örnek edinir ve ona benzemeye çalışır. Yahut kendisini yenenin zaferinin meslek veya mezhep üstünlüklerinden ileri geldiği gibi yanlış bir fikre kapılır.
İşte bu gibi sebeplerden dolayı, yenilgiye uğrayan kimse giyim, kuşam, hayvana binmek, silahlanmak ve bütün diğer hâl ve işlerinde kendisini yeneni örnek edinir. Bu tıpkı, oğulların babalarını örnek edinmeleri gibidir. Oğullar, babalarının olgunluk ve üstünlüklerine inandıkları için onları örnek alırlar.
Bir kavim diğer bir kavimle komşu olup, o kavmin komşusu olan diğer kavimden üstün ise, büyük bir ölçüde üstün olan kavme benzeme ve o kavmi kendilerine örnek etme hali görülür. O üstün kavmin hali ve adeti onlara sirayet etmektedir. Bu halleri gören kişi: Halk hükümdarın dinindendir sözünün manasını anlar. Çünkü bunlar, bu kabilden olan şeylerdir. Hükümdar, idaresi altında bulunanlardan üstündür. Tebaa, hükümdarlarında olgunluk ve üstünlük bulunduğuna inanır.
Tarihin İçindeki Anlam
Tarihin içinde saklanan mana, incelemek, düşünmek, araştırmaktan ve varlığın (kâinatın) sebep ve illetlerini dikkatle anlamak ve hadiselerin vuku ve cereyanının sebep ve tertibini inceleyip bilmekten ibarettir. İşte bundan dolayı tarih üstündür ve hikmetlerle doludur. İbn-i Haldun
Bir Soru
İnsan aklı ile kurulan en sağlam, en muteber, en yıkılmaz bilimsel teoriler kâğıttan bir kule gibi devrilebildiğine göre, ben, çırılçıplak bu dünyaya fırlatılmış olan insan, kime ve neye güveneyim de, İşte! Eşyanın hakiki bilgisi, onun da ötesinde tüm hakikat; o, hiç değişmeyen ve değişmeyecek olan ezelî ve ebedî hakikat budur! diyeyim?
Durmuş Hocaoğlu, Bilim ve Hakikat- I isimli makalesinden, Aksiyon Dergisi, Sayı: 272, s. 31.
SEMERKAND - Aylık Tasavvufî Dergi
ISSN 1302-5074
Arşiv
Dergi Yılı Seçiniz 2009 2008 2007 2006 2005
Bölümler
SUNUŞ
BAŞYAZI
AYIN KONUSU
BİNBİR DAMLA
TASAVVUF KLASİKLERİ
HÂL DİLİ
DÜN BUGÜN YARIN
DÜNYA HALİ
KAPAKTAKİLER
DİĞER YAZILAR
Arama
Detaylı Arama İçin Tıklayınız
Reklam
BU KISMI EKLEMEDİR..;100 SENEDİR HEP AYNI DEĞİŞMEMİŞ.DEĞİŞMEZDE BUNLAR DEVE KUŞU MİSALİ KAFALARI KUMDAN ÇIKMAZ.
OKUMADAN GEÇME YASAKLI KÖPRÜ
Birbirinden Güzel Mekanlar Hakkındaki Bilgilendirici Yazılar ve Resimler
Moderatörler: ucharfbesnokta, Ertugrul
Cevapla
1 mesaj
• 1. sayfa (Toplam 1 sayfa)
“Tarihi ve Kültürel Mekanlar” sayfasına dön
Geçiş yap
- İslami Konular
- ↳ Dini Gün, Geceler ve Mübarek Aylar
- ↳ Namaz Bölümü
- ↳ Namaz Duaları
- ↳ Fıkıh ve Akaîd
- ↳ Zekat-Fitre-Sadaka
- ↳ Ahiret ve Kıyamet
- ↳ Tasavvûf
- ↳ Kurban Bayramı ve Kurban Kesmek
- ↳ İslami Bilgi ve Kaynaklar
- ↳ İslam'da Aile Hayatı
- ↳ Dua Köşesi
- ↳ Sahabeler
- ↳ Hutbeler ve Vaazlar
- ↳ İslam Büyüklerimiz
- ↳ Faziletler Bölümü
- ↳ Soru-Cevap
- ↳ Ezber ve Hafızlık Hakkında Bilgiler
- ↳ Çocuk Eğitimi
- Kurân-ı Kerim
- ↳ Kur'an Tefsiri
- ↳ Kurân-ı Kerim Meâli
- ↳ Arapça Öğreniyorum
- IslamiYasam.Com
- ↳ Forum Kuralları
- ↳ Tanışma Bölümümüz
- ↳ Duyurular
- ↳ Eleştirileriniz
- ↳ Üyelerden Duyurular
- Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v)
- ↳ Peygamberimiz Hz. Muhammed ( s.a.v )
- ↳ Hadisler Deryası
- ↳ Güllerin Efendisine Selam Olsun
- Ramazan-ı Şerif Özel
- ↳ Ramazan Ayı Hakkında Bilinmesi Gerekenler
- ↳ Ayet ve Hadisler
- ↳ Kıssalar
- ↳ Oruç Hakkında Bilinmesi Gerekenler
- Hac ve Umre
- ↳ Hac ve Umre
- ↳ Mekke Hakkında Bilgiler
- ↳ Medine Hakkında Bilgiler
- ↳ Hac ve Umre Ziyaretinde Bilinmesi Gerekenler
- ↳ Hac ve Umreye Gidiceklere Duyurular
- ↳ Hac ve Umreye Giden Üyelerimizin Duyuruları
- Osmanlı İmparatorluğu
- ↳ Osmanlı İmparatorluğu
- ↳ Osmanlı Hakkında Bilinmeyenler
- ↳ Osmanlı Sultanları
- ↳ Osmanlıda Eğitim
- ↳ Osmanlıda Süslüme Sanatları
- ↳ Genel
- ↳ Fatih Sultan Mehmet Özel
- Sesli ve Görüntülü Eserler
- ↳ İlahiler - Ezgiler
- ↳ Belgeseller
- ↳ Çocuklar İçin
- Bilgilenelim
- ↳ Dini Hikayeler
- ↳ Sırlar Dünyası
- ↳ Kıssadan Hisse
- ↳ Güzel Sözler
- ↳ Sağlık ve Yaşam
- ↳ Kişisel Gelişim
- ↳ Makaleler
- ↳ Tarihi ve Kültürel Mekanlar
- ↳ Rüya Tabirleri Yorumları
- Serbest Kürsü
- ↳ Bilmece-Bulmaca ve Oyun
- ↳ Güncel Haberler
- ↳ Genel Konular
- ↳ Sesli ve Görüntülü Eserler
- ↳ Resimler
- ↳ Komik Gazete
- Kültür ve Tebessüm
- ↳ Şiirler
- ↳ Edebiyat
- ↳ Fıkra, Mizah Bölümü
- ↳ Unutulan Kültürel Değerler
- Kitaplık
- ↳ Çocuk ve Gençler İçin Kitaplar
- ↳ Diğer Dini Kitaplar
- Yemek Tarifleri
- ↳ Yemek Tarifleri
- ↳ Deniz Ürünleri
- ↳ Çorbalar
- ↳ Sebze Yemekleri
- ↳ Et Yemekleri
- ↳ Tatlılar
- ↳ Hamur İşleri
- ↳ Salatalar
- ↳ Makarna ve Pilavlar
- ↳ Yöresel Yemekler
- Bilgi İşlem
- ↳ Bilgisayardaki Sorunlarınız
- ↳ Bilgisayarlar Hakkında Sormak İstedikleriniz