Resulullah Efendimizin (s.a.v.) Kılıcı Zülfikar

Zülfikar, Resulullah Efendimizin (s.a.v.) kılıçlarından biridir. Resulullah Efendimiz (s.a.v.), Zülfikar’ı Bedir gününde Münebbih bin Haccac’dan ganimet olarak almış ve ona Zülfikar adını vermişti.

Bütün harblerde yanında bulundurmuştur. Mekke’nin fethi günü de üzerindeydi. Resulullah Efendimiz (s.a.v.), onu Hz. Ali’ye vermiş, ondan da onun evladına, nihayet Abbasi halifelerine intikal etmiştir.

Uhud Harbi’nde muharebenin en kızgın ve Müslümanların pek müşkil vaziyete düştükleri bir vakitte Resulullah Efendimiz (s.a.v.), Hz. Ali’ye müşriklerden bir topluluğu işaret ederek, “Onlara hamle yap” buyurdu. Hz. Ali Zülfikarla onlar üzerine hücum edip onları dağıttı, Amr bin Abdullah Cumahi’yi öldürdü. Sonra Resulullah Efendimiz (s.a.v.), başka bir topluluğu gösterdi. Hz. Ali hücum edip onları da dağıttı ve Şeybe bin Malik’i öldürdü. Hazret-i Cibril, Resulullah Efendimize “İşte bu, hakiki dostluk ve yardımlaşmadır” dedi. Resulullah Efendimiz (s.a.v.), “O bendendir, ben de ondanım” buyurdu. Hz. Cibril de “Ben de her ikinizdenim” dedi. Bu sırada “La seyfe illa Zülfikar ve la feta illa Ali” sesi işitildi ki “Kılıç ancak zülfikardır. Yiğit ancak Ali’dir” demektir.

Şair Asmai diyor ki: Bir gün Halife Harun Reşid’in yanına gittim. “Size Resulullah Efendimizin (s.a.v.) kılıcını göstereyim mi” dedi. “Evet” dedik. Bir kılıç getirdi ki ondan daha güzelini görmemiştik. Kılıçta on yedi fakr (çentik) saydık. Parlaklığından gözler kamaşıyordu. Onu izin alarak teberrüken öptüm. Bu çentiklerden dolayı o kılıca Zülfikar denilmiştir.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın